Yaşayan Türkçe

ya (I) (Arapça), ya (II) (Farsça)

ya


  • ünlem "Hey, ey" gibi anlamlara gelen bir seslenme sözü. (I)

    • Şeyhimiz sırra kadem bastı, medet ya erenler!

  • edat "Evet" anlamına gelen bir söz. (I)


  • bağlaç Şaşkınlık, hayret vb. bildiren bir söz. (II)


  • bağlaç Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz. (II)

    • Kesilenlerden dört tulum ya çıkar ya çıkmaz, iyisi mi bir top daha kumaş alın siz.

  • bağlaç Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz. (II)


  • bağlaç Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz. (II)

    • Hani derler ya yazsam roman olur, öyle bir hayattı benimkisi.

  • bağlaç İfadede, dikkati başka birine veya bir şeye yönelten bir söz. (II)

    • Çektiği şut ya ameliyatlı yerime gelseydi?

  • bağlaç "Özellikle, hele" gibi anlamlarda kullanılarak üstünlük belirten bir söz. (II)


  • bağlaç Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz. (II)

    • Arabasızlığı bahane gösterip nişana gelmedi ya, alacağı olsun!

  • bağlaç Yargının sonuna gelerek anlamı pekiştiren bir söz. (II)

    • Sakalının ağarması, köşesine çekileceği anlamına gelmiyor ya!

80