Yaşayan Türkçe

hat

Arapça


  • isim Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizgi.

    • Fay hatları üzerindeki memleketler, depremlerle sık sık sallanır.
    • Mezurayla kumaşın boyunu ölçüp makas vuracağı hattı işaretledi.

  • isim Yazı.


  • isim Tren, otobüs vb. yolcu taşıtlarının güzergâhı, geçek.

    • Durak inşaatları, tramvay hattı boyunca harıl harıl devam ediyor.

  • isim Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi.


  • isim Telefon, telgraf, radyo vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, kanal.

    • Baturalp'i aradım ama düşmedi, hatlar yoğun galiba.

  • isim Belirli bir askerî amaçla bir araya getirilmiş asker dizisi.


  • isim Hudut, sınır.


  • isim Yüze hâkim olan çizgi veya yüzde bulunan kırışıklık.

    • Yüz hatlarınızın zarafetini, portrenize yansıtmaya gayret edeceğim.

  • isim Şekil, biçim.


192