Yaşayan Türkçe

düşman

Farsça


  • isim Birinin kötülüğünü isteyen, ona zarar vermeye çalışan kişi, hasım, dost karşıtı.

    • Dost ağlatır, düşman güldürür. (Atasözü)
    • Düşman düşmana gazel (Yasin) okumaz. (Atasözü)

  • isim Savaş hâlinde olan devletlerin birbirlerini tanımlama şekli.

    • Sınıra yerleştirilen topçu bataryalarından açılan ateş, düşman mevzilerinde büyük tahribat yaptı.
    • Düşman karargâhı, milis güçleri tarafından teslim alındı.
    • Şehrin ana caddelerine mevzilenen milisler, düşmanla korakor savaşıyor.
    • Paşa, düşmanın elinden kurtulan bu yürekli eri çavuş yaparak payelendirdi.

  • isim Anlaşmazlık, sürtüşme veya çatışma yaşayan tarafların birbirlerini tanımlama şekli.


  • sıfat Bir şeyin varlığına engel teşkil eden (güç, durum gibi).


  • isim Bir şeyi aşırı derecede tüketen kişi.


  • isim İçki, sigara vb.nden nefret eden kişi.


81