zarf Herhangi bir yargıya ulaşarak.
zarf Niteleyerek, belirterek.
- Fail diye beni gösterince tepemin tası attı pekâlâ.
- Misafirlikten vukuatsız ayrılıyoruz diye sevinirken ne göreyim, bizim şaşkın ayakkabılarını ters giymesin mi?
zarf Dile getirerek, söyleyerek.
zarf Amacıyla, gayesiyle.
- Kötü alışkanlıklarından ikrahlık getirsin diye Haşmet’i götürmedikleri hoca kalmadı.