fiil Artmasına yol açmak, artmasını sağlamak, çoğaltmak.
- Beyaz ve mavi yakalı personelin uyumlu çalışması, iş verimimizi artırdı.
- Mobil cihazlardan ulaşılabilirlik, dijital materyalin okunma oranını artırıyor.
- Kemancının hüzünlü repertuvarı, efkârını daha da artırdı.
- Zehra’nın içe kapanıklığı ve nahifliği, yaşadığı duygusal sarsıntıların şiddetini daha da artırıyordu.
fiil Bir müzayedede, satışa konu ürün, sanat eseri vb.nin fiyatını yükseltmek.
fiil Tasarruf etmek, biriktirmek.
fiil Ölçüyü kaçırmak, abartmak.